Osman Gidisoglu

Röportajlar

Anasayfa
Resimleri
Röportajlar
Bunlari Biliyormuydunuz
Filmografisi ve Seslendirmeleri
Haberleri

rabia_gidisoglu.jpg

Röportaj: Osman Gidişoğlu
Sevgili 24 haber okurlarım; siyaset dünyasından,sanat camiasından ve iş
dünyasından yapacağım çok özel röportajlarla, İÇİMİZDEN BİRİ adı ile yazı dizimle sizlerle beraber olacağım.

İstanbul'da saklı bir cennet diye adlandırdığım güler yüzlü İşletmecileri,
personeli,lezzetli yemekleri,çok özel fiyatları ile,taksimin göbeğinde çok
kişi tarafından bilinmedik sessiz, sakin,park sorunu olmayan koca çınarların altında hoş zamanlar geçirdiğim, sevgili dostlarımla buluştuğum, Çarşamba,Cuma,Cumartesi sevgili Emrah ve arkadaşlarının müzik ziyafetlerinde doyasıya eğlendiğim,Pazar sabahları tüm haftanın yorgunluğunu attığım,kahvaltımı yapıp günlük gazetelerimi okuduğum , lop topumu yanıma alıp yazılarımı yazdığım hatta arada abartıp bana ilham verdiğine inandığım bu yerde malzemelerimi toparlayıp tablolarımı yaptığım,(bir çok yazar arkadaşım; buradan inanılmaz ilham aldıklarını söylerler) günün işten kalan yanlarını geçirdiğim,kenara bir hamak yapsak ta arada, gecede burada kalıp doğada uyanabilsem diye teklif getirdiğim bu güzel mekan Mühendishane restaurant (adı Mühendishane istanbul Teknik Üniversite Mezunları lokali ancak sadece üyelerle sınırlı olmayan dilediğiniz zaman gidebileceğiniz bir mekan)mutlaka gidip görmenizi bir akşam yemeği yemenizi yada bir Pazar branç yapmanızı önereceğim çok özel bir yer. Ana sayfada göreceğiniz bannerden adresine ve telefonlarına ulaşabilirsiniz.

İşte bu çok özel mekanda, bugün; çok değerli aynı zamanda sevdiğim bir
dostum olan,Tiyatro,sinema,seslendirme,dizi oyuncusu Sevgili Osman Gidişoğlu ile "İçimizden Biri "yazı dizimin ilk röportajını yapmak üzere bir araya geldik.Yanımızda Osman'ın sevgili oğlu Sercan'da var.

Özel yaşamı,iş hayatı,sorunları ve önerileri, Türkiye genel durumuna bakışı üzerine söyleşeceğiz. Ancak bu röportaj nasıl bitecek çok merak ediyorum renkli kişiliği,sosyal yanı ile yapmış olduğu çalışmaların,üyesi
bulunduğu,dernekler ve sanatçı dostları ile verdiği mücadeleler öylesine
ilginç ki her hikayesi mezun olduğu lise bile başlı başına bir röportaj
konusu. T.B.M.M Başkanı sayın Bülent Arınc'ın okul arkadaşı olması ve bir
çok ünlü isimin Manisa Lisesinden mezun olması gibi...

-Sevgili Osman Gidişoğlu Hoş geldin.
Kaç yılında nerede doğdun? okul yaşamın,Tiyatro maceran

Gidişoğlu: Sevgili Rabia Öncelikle davetin için teşekkür ederim. 1945 yılında Manisa'da dünyaya geldim. Lise mezuniyetine kadar Manisa'da yaşadım. Sahne ile ilk Manisa halk evinde tanıştım.1965 yılında Ankara Devlet konservatuarında eğitime başladım. Bir süre sonra yerime bir vekilin çocuğu alınacağı için ayrılmak zorunda kaldım.(bunu bir ara anlatacağım)Özel tiyatrolarda çalışmaya başladım Muammer Karaca tiyatrosu ve daha bir çok tiyatroda görev aldım. Bir süre ara verdiğim dönemlerde seslendirme çalışmalarına hız verdim. Türkiye genelinde,"mcMillan ve karısı dizisinde "komiser enrigth"tiplemesi ile görüntüsüz sadece sesle ünlü olmuş birkaç sanatçıdan biriyim. Ana kuzusu,mutlu yüz,Sevdakondu,Evimiz olacakmı,çocuğun var derdin var,emret bakanım gibi dizilerde , Abuzer kadayıf,Organize işler gibi filmlerde rol aldım.
Kabataş erkek lisesinde diksiyon,fonotik ve mimik dersleri verdim.
1977 yılında T.R.T de sosyal işlerde çalışan Selma hanımla evlendim.1979
yılında da sevgili oğlum Sercan dünyaya geldi.

-Sevgili Osman;Tiyatroya başladığın yıllar ile şimdi arasında ki
farklılıkları anlatırmısın.

Gidişoğlu: Eski yıllarda,Tiyatromu halkın seviyesine inmeli halk mı tiyatronun seviyesine çıkmalı tartışması yapılırdı.
Gerçek şu ki Tiyatro insanlara ders veren bir okulsa tiyatro oyuncusu da bir eğitmendir. Bu durumda tiyatrocunun aldığı eğitim çok önemlidir. Cüneyt
Gökçer,Asuman Korat,Mahir Canova bu kişilerin hocalığında yetişen Semih
Sergen,Kerim Avşar,Yalın Tolga,Rüştü Asyalı,Engin Şenkan 68 kuşağı önemli
isimlerinden birkaçı.78 sonuSelçuk Yöndem,Levent Özdilek gibi isimler 80
yılından sonrasında yetişen oyuncu yok.
Ankara tiyatronun beşiği olmuştur.İstanbul daha bulvar.
Ankara klasik tiyatro,İstanbul çağdaş tiyatroya devam etti.Bu iki karışımı
benimseyenler daha başarılı oldular. Haldun Dormen,Muammer Karaca,Kenterler
alaylı gurup klasik ve çağdaşlığı birleştirdiler. Klasik gurup ileriye
gidemedi (okularda) tiyatro merdivenlerinden aşağı inemediler. İstanbul
eğitimden çok eğlenceye yönelikti. Kabere tiyatrosu en güzel örnektir. İlk
Haldun Taner getirmiştir. Türk temaşaası ile gelenekselliği birleştirmiştir.
İstanbul tiyatroları halka inebilmiştir. Devlet tiyatrolarında yanlış oyun politikası, yurt dışından yazarlara eğilmesi,Türkiye'de oyun yazarlarının yeterince yetişmesini engelledi. Necati cumalı,Turgut Özakman yazdıkları oyunları oynayacakları salon bulamıyorlardı. Orhan Asena,Hidayet Sayın,Recep Bilginer yazdıkları oyunların devlet tiyatrolarında oynatılmamasından dolayı rahatsızlardı.(0 yılından sonra Toplumcu yazar ne yazıkki yetişmedi. Özel tiyatrolar; Asaf Çiğiltepe,Vasıf Öngören,Ankara sanat tiyatrosu Türk yazarların oyunlarını destekliyorlardı.

-Sevgili Sercan, sen bir genç ve özellikle aileden tiyatro içinde biri
olarak bu konuda neler düşünüyorsun?

Sercan: 90 lı yılların ortalarından sonra,dağınık yapılanma ve toplumun a-politize olması,Eski tiyatroların(kurumsallaşmış) devamı gibi gözükürken;toplumu eğiten yada etkileyen bir yapı maalesef ki yok ancak daha demokratik olduğu da bir gerçek.Sinema, televizyon ,bilgisayar v.s.öne çıkışı,ekonomik gücün geriye gitmesi,tiyatrolar için bir kayıptır.70 li yıllarda seyirci kitlelerine daha fazla ulaşılabiliyordu sayılı salonlara rağmen. Şimdi bir çok salon ve gurup olmasına karşın saymış olduğum bu etkenler den dolayı insanların ilgisini çekmiyor.

-Sevgili Sercan senin tiyayatro festivallerini tek tek gezdiğini biliyorum izlenimlerin neler?

Sercan: Maalesef belli kişiler daima oradalar değişik yüzler görme şansım olmadı.
Stendup gösterileri tiyatroların önüne geçmiştir.1960-1972 yılları arasında
salon önlerinde kuyruklar oluşurken bu artık yok işte o yıllarda eğitici ve
öğretici bir arada toplum bilincinde yaşıyorlardı büyük bir kitle vardı.
Oysa bugün tüketimlerin farklılığından fast-food bir sistem oturdu. Tiyatro
için eskiden insanlar para ayırırken şimdi her türlü sıkıntıda sekteye
uğrayan maalesef sanattır.

-İkinizede katılmamak elde değil ben küçükken Ankara'da rahmetli Anneciğimiz bizi her hafta tiyatroya götürürdü ve derdi ki Tiyatro yaşamın ta kendisidir,kültürdür,görgüdür. Hiçbir oyunu kaçırmazdık. Ve gerçekten bugün geldiğimiz noktada çok kişinin bu kültürden yoksun olduğunu görmek çok üzücü, geçen gece bir gösteriye gittim her dakika birilerinin cep telefonu çalıyordu. Oysa eskiden insanlar derin nefes bile almaktan kaçınırlardı ses sistemleri bugün ki gibi değildi. Dolayısı ile rahmetli Anneciğimin görgüdür sözü Almış olduğumuz kültürün devamı değil de ne?

-Sistemin bu anlamda çöküşünde Sevgili Osman bir öz-eleştirin var mı?

Gidişoğlu: Elbette, olmazmı!!!! !977-1978 yıllarında televizyonun hayatımıza girmesi ile bizlerde yeteneklerimize göre kimimiz oyuncu kimimiz seslendirme sanatçıları olarak tv de yer aldık. Diziler kanallar çoğaldıkça da biz para kazanmaya başladık. Yıllarca tiyatro oyunlarından bir ev alamadım ama dizi filmde oynayınca ev sahibi olabildim. Sistem böyle bizde uymak zorunda idik.

-Sen ne düşünüyorsun Sevgili Sercan?

Sercan: Tiyatroya gerçekten hizmet verenler;dizilerden para kazanıp yine yeniden tiyatroya yatırım yapan insanlarda var elbette.Haluk Bilginer,Mahir Günşiray,Müjdat gezen.

-Devlet ödenek veriyor yeterli değil mi?

Sercan: Devletin verdiği ödenek ancak dekor parasına yetiyor.

-Devlet tiyatrosunda çalışan sanatçılar az-mı kazanıyor?

Gidişoğlu: Devletin sanatçısı para kazanmıyor. Benim gibi mesleği sadece oyunculuk olanlar var. Devlet tiyatrosuna bağlı değilim. Benim gibi 150 kişi varsa 100 kişi iş bulamaz. Sosyal güvencemizi bile kendimiz sağlamak zorundayız. Bu nedenle de dizi oyunculuğu seslendirme işlerinden paramızı kazanmak zorundayız. Devlet tiyatrosunda çalışan ve para kazanmak için dizilerde oynadıkları için ihtar almış yada istifa etmiş bir çok arkadaşımız var yeterli olsa kazançları sanırım güvencelerini bırakıp başka işlere yönelmezler.

-Sevgili Osman ve Sevgili sercan her ikinize de çok teşekkür ediyorum.

Gidişoğlu: Biz teşekkür ediyoruz Sevgili Rabia

-Değerli okurlarım biz burada kesmedik bu röportajı konu çok farklı bir yere
geldi ancak bunu henüz sizinle paylaşmayacağım. İddialar çok ciddi
olduğundan sorumluluk sahibi bir gazeteci olarak bu iddiaların üzerine
gideceğim en kısa zamanda tekrar bir araya gelip konunun devamını
konuşacağız bu iddia emeklilik ve sosyal güvence altına alınmak için istenen bir liste ile ilgili Hükümete sunulan veee listedeki isimler....O gece çok sevgili Baykal Kent telefonla katıldı röportajımıza ve siz sevgili
izleyenlerine çok selamlarını iletti. Konunun devamında Baykal'ın
açıklamaları da yer alacak. Bu konu bitmez gibi geliyor bana beni izlemeye
devam edin diyor,Siz sevgili okurlarıma sağlık,mutluluk ve huzur diliyorum